Felsefe Tyt Soruları

Felsefe Tyt Soruları WORD İndir 

Felsefe Tyt Soruları

17 HAZİRAN 2023 CUMARTESİ

FELSEFE TYT SORULARI

11. Felsefeyle tanışmanız büyük olasılıkla “İyi nedir?”, “Hayatın bir anlamı var mıdır?”, “Doğru nedir?” gibi sorulara cevap ararken olmuştur. Çok geçmeden fark edersiniz ki felsefe faaliyeti hiç bitmeyen bir alışveriştir; okuyucuların, meseleleri zihinlerinde tekrar tekrar ele almalarına olanak sağlayan ebedî bir sohbettir. Bu sohbet neticesinde söz konusu meseleyi daha iyi biliyor hâle gelip bazı sorulara cevap bulduğunuzu düşünebilirsiniz. Ama bilmeliyiz ki en temel sorulara ilişkin doğruları ve hakikatleri bulma görevi asla tamamlanan bir süreç değildir.

Bu parçada felsefenin hangi özelliği vurgulanmaktadır?

A)    Basit kanaatler ve ön yargılara yer vermemesi

B)    Mutlak ve kesin sonuçlar içermemesi

C)    Var olanı bir bütün olarak ele alması

D)    Sistemli ve tutarlı olması

E)     Geçerli akıl yürütmelere dayanması

 

12. Felsefe öğretmeni derste insanın gerçekte bir özünün olup olmadığı ve dolayısıyla yapay zekânın insanın bilinçli zihinselliğine eş değer bir varoluşa sahip olup olmadığı gibi konular üzerine sorular sorar. Ardından öğrencilere örnek olarak Bıçak Sırtı adlı bir filmi anlatır “Filmde ‘replika’ adı verilen robotlar görünüm ve davranışlarıyla insanlardan ayırt edilememektedir. Bu replikalar, bilgileri olmadan belli anılar yüklendiği için, kendilerini bir çocukluk yaşamış ve büyümüş insanlar sanmaktadır. Bu replikalardan biri olan Rachael’ın, bir test sonucu insan olmadığını öğrenme anında nasıl etkilendiği ve duygusal bir tepki verdiği çarpıcı bir sahneyle verilir ”

Buna göre aşağıdakilerden hangisinin öğretmenin sorduğu sorular arasında yer alması beklenmez?

A)    İnsanı insan yapan nedir?

B)    Algıladığımız evren aslında gerçek midir?

C)    Anılar insanı diğer varlıklardan ayıran belirleyici unsur mudur?

D)    Duygulara sahip olmanın koşulu organik olmak mıdır?

E)     Bilinç insana eş değer bir yapay zekâ için zorunlu mudur?

 

13. Ali “Anne, şu ağrıların için doktora gitmeliyiz ”

Anne “Gerek yok oğlum İyileşmek alın yazımsa doktora gitsek de gitmesek de iyileşeceğim ama kaderimde iyileşmek yoksa doktorun bana bir faydası olmaz ”

Davranışlarımızda yazgının yanında özgür irademizin de etkili olduğunu düşünen Ali nin, annesini ikna etmek için aşağıdakilerden hangisini söylemesi beklenir?

A)    Hastalanman ve iyileşmen birbirinden farklı durumlar

B)    Biz elimizden geleni yapalım, sonrasını kadere bırakalım

C)    Kaderinde iyileşmek olup olmadığını bilemezsin

D)    Her şey kader zaten, şimdi doktora gitmemiz de

E)     Doktora gitmekle kaderini sen belirlemiş olacaksın

 

14. Gazali, metafizik olgular kadar gözlemlenen dünyadaki olayların ve olguların anlaşılmasında da aklın yetersiz kaldığını ve vahye gereksinim duyulduğunu söyleyerek mucizeleri kanıtlamaya, inanç ilkelerini bu görüş üzerine temellendirmeye çalışır İbn Rüşd ise onun tersine

Tanrı nın her şeyi belirli ve değişmeyen yasalara göre yarattığını ve şeylerin akılla tam olarak anlaşılamayacağı kabul edildiğinde ortada bilimin de kalmayacağını savunur Çünkü İbn Rüşd’e göre bilim, doğadaki kuralların keşfedilmesi ve bu kesin kurallara dayanılması yoluyla var olur Dolayısıyla Gazali’nin yaptığı gibi mucize mantığı her alanda savunulduğunda değişmeyen doğal kurallar olmayacak ve sonucunda bilime yer açılmayacak, hikmet ve bilginin değeri anlaşılmayacaktır

 

Bu parçada İbn Rüşd’ün Gazali’yi eleştirdiği konu aşağıdakilerden hangisidir?

A)Özgür iradenin varlığı       

B) Evrenin sonsuzluğu

C) Bilginin kaynağı               

D) Aklın yetkinliği

E) Felsefenin tutarlılığı

 

15. Mavinin tüm tonlarını çok iyi bilip yalnızca bir tonunu hayatı boyunca hiç görmemiş bir kişi düşünelim Bu kişinin önüne o görmediği ton hariç, mavinin gözün algılayabileceği tüm tonlarını en koyusundan en açığına kadar koyduğumuzda bu kişi o tonun olmadığı yerde bir boşluk hissedecek ve orada yan yana duran o renk tonları arasında, diğerlerindeki farklılıklardan daha büyük bir farklılık olduğunu algılayacaktır Muhtemelen mavinin bu tonu, ona hiçbir zaman duyuları yoluyla iletilmese de o, bu tonun tasarımını kendi kendine oluşturabilecektir

 

Bu parça aşağıdaki görüşlerden hangisine yönelik bir eleştiri olabilir?

A)    Bilgi deneyimlerle değil, aklın doğuştan gelen ilkeleriyle edinilir

B)    İnsan, aklında bulunan formlara göre dış dünyayı algılayıp bilgi edinir

C)    İnsanın tüm bilgisi dış dünyadan doğrudan edinilen izlenimlerle oluşur

D)    Bilgilerin tamamı önceden zihinde bulunan fikirlerin anımsanmasıdır

E)     Bilgi akıldaki kavramların zihin tarafından işlenmesiyle oluşur

2023 TEMEL YETERLİLİK TESTİ (TYT)

2023 YKS 1. OTURUM TEMEL YETERLİLİK TESTİ (TYT)

17-06-2023

FELSEFE TESTİ

11. B

12. B

13. B

14. D

15. C

 

 

18 HAZİRAN 2022 CUMARTESİ

FELSEFE TYT SORULARI

11. Felsefi soruların net ve değişmez yanıtları, herkese uygulanabilecek hazır reçeteleri yoktur. Bu soruların kişilerin kendileri tarafından sorulup yine kendileri tarafından, kendileri için yanıtlanmaları gerekir. Örneğin hangi eğitim türüyle hangi mesleğin doğanıza daha uygun düşeceğini belirleyip kendinizi daha iyi tanıyabilmek için gençlik psikoloğundan yardım alabilirsiniz. Fakat “eğitimin ne olduğu” veya “insanların kendilerine, ailelerine ve ülkelerine karşı ne gibi sorumlulukları bulunduğu” veya “sorumluluğun ne olduğu” soruları, bir uzman tarafından gereği gibi yanıtlanamaz. Bu soruları sadece felsefe yardımıyla yanıtlayabiliriz.

Buna göre aşağıdakilerden hangisi bir felsefe sorusu değildir?

A)    Seninle aynı şeye bakıyoruz ama aynı şeyi mi görüyoruz?

B)    Bir davranış bugün iyi yarın kötü olarak değerlendirilebilir mi?

C)    İdeal şartlar sağlandığında bir devlet düzeni nasıl olmalıdır?

D)    Kırmızı ışık yanınca herkes bekliyor ben de beklemeli miyim?

E)     Bu filmi eleştirmenler beğendi diye ben de beğenmek zorunda mıyım?

 

12. 1977 yapımı Annie Hall adlı filmde, depresyondaki küçük bir çocuğu annesi doktora götürür. Anne doktora durumu “Okuduğu bir şey yüzünden böyle oldu ” diyerek açıklar. Çocuk sıkıntısını doktora anlatmaya “Evren genişliyor!” cümlesiyle başlayınca anne çileden çıkar ve sesini yükselterek. “Sen Brooklyn’desin ve Brooklyn’in genişlediği falan yok ” der.

Bu parça felsefi açıdan ele alınırsa annenin düşünceleri aşağıdaki yaklaşımların hangisiyle ilişkilendirilebilir?

A)    Varlık alanında çokluğun değil tek bir tözün esas olduğunu savunan monizm

B)    Dünyaya ilişkin bilgimizin sadece deneyimden gelmediğini savunan rasyonalizm

C)    Var olan her şeyin maddeden oluştuğunu söyleyen materyalizm

D)    Soyut irdelemeler yerine sonuç ve yarar kavramlarını kullanan pragmatizm

E)     Bilimsel bilgiyi ve aklı diğer düşünsel yöntemlere yeğleyen pozitivizm

 

13. Augustinus, “Mutlak olarak iyi olan ve her şeye gücü yeten bir Tanrı kötülükleri neden yaratmıştır?” sorusuna “Tanrı kötülüğü yaratmadı çünkü kötülük bir ‘şey’ değil, bir şeyin yokluğu ya da noksanlığıdır.” diyerek cevap verir. Örneğin yalancılıktaki kötülük dürüstlüğün noksanlığından kaynaklanır. “Peki Tanrı neden dünyayı, içinde kötülüklerin olmasına izin vererek yaratmıştır?” sorusuna ise insanların akıllı varlıklar olduğu düşüncesi ve özgür irade kavramı ile açıklık getirmektedir. Ona göre Tanrı’nın kendisine bahşettiği özgürlüğü insanın yanlış ve kötü bir iradeyle kullanması, tüm ahlaki kötülüklere neden olmaktadır.

Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir?

A)    İnsan özü itibariyle eylemlerinde iyiye yönelen bir varlıktır.

B)    Evrendeki işleyiş Tanrı müdahalesinden bağımsızdır.

C)    İyiliğin var olabilmesi için kötülüğün de var olması gerekir.

D)    Tanrı, kötülüğü insanları sınamak için yaratmıştır.

E)     İnsan, eylemlerinin belirleyicisi ve mutlak sahibidir.

 

14. Bitkinin çiçek açmasıyla tomurcuğun kaybolması gibi meyvenin kendini göstermesiyle çiçek de yitip gider. Sanki bitkinin varoluşu gibi görünen çiçekler aslında ağacın gerçek amacı olan meyveye götüren bir aşamadır. Bitkinin bu biçimleri aynı anda bir arada bulunmaz ve birbirlerinin yerini alarak gerçekleşir. Organik birliğin birer anı olan bu aşamalar, bütün içinde birbirleriyle çatışma hâlinde olmadıkları gibi tersine her biri aynı ölçüde gereklidir. Bu bir arada, eşit olarak bulunma zorunluluğu ise bütünü yani bitkinin yaşamını oluşturur.

Hegel’in bu düşüncelerinden hakikat konusunda aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?

A)    Hakikati anlamak için oluşumun ilk aşamasına odaklanılmalıdır.

B)    Bir şeyin hakikati, onun yalnızca anlık bir durumundan türetilemez.

C)    Hakikatin oluşumsal aşamaları birbirine bağlı değildir.

D)    Bir nesnenin hakikati, özünde değişmeyen bir yapı arz eder.

E)     Hakikat sadece temel parçaların bir araya gelmesinden oluşur.

 

15. Martin Heidegger’e göre fenomenoloji, her türlü desteksiz kurgulamalara, tesadüfi bulgulara, güya ispatlanmış kavramların devralınmasına, nesiller boyunca birer sorunsal zannedilen sözde sorulara karşı “şeylerin kendisine” dönmektir. Böylece fenomenoloji “kendini gösterenin” yani şeylerin bizatihi kendinden hareketle görünür kılınmasını ve anlaşılmasını amaçlar.

 

Buna göre aşağıdakilerden hangisi fenomenolojik bakış açısını yansıtan bir örnektir?

A)    Havanın yağmurlu olmasıyla kişinin kendini kötü hissetmesi doğru orantılıdır.

B)    Herkesin bu konuda hemfikir olması meselenin açıklığa kavuştuğunu gösterir.

C)    Masanın masa gibi olmasına ihtiyacım var, başkalarının güzel masa olmuş fikrine değil.

D)    Günümüzde güvenilir ve doğru bilgiye ulaşabilmenin yolu sosyal medyadan geçiyor.

E)     Eğitim hayatında başarılı olmak için daha az uyuyup daha çok çalışmak gerekir.

2022 TEMEL YETERLİLİK TESTİ (TYT)

2022 YKS 1. OTURUM TEMEL YETERLİLİK TESTİ (TYT)

18-06-2022

FELSEFE TESTİ

11.           D

12.           D

13.           E

14.           B

15.           C

 

26 HAZİRAN 2021 CUMARTESİ
FELSEFE TYT SORULARI

11. Kimileri felsefenin geçmişe takılıp kaldığını ve binlerce yıldır aynı soruları sorduğunu, buna karşın bilimin, durmaksızın ilerlediğini ve insanların hayatında köklü değişikliklere neden olduğunu, teknolojik gelişmeler bir yana yeme içme alışkanlıklarını bile farklılaştırdığını düşünmekte. Oysa felsefe, bilimler gibi dinamik bir şekilde ilerlemez belki ama güncel olandan da bağını hiçbir zaman koparmaz. Çağdaş düşünürlerin “İyi nedir?” gibi geleneksel sorunlar üzerine düşünmeyi sürdürürken aynı zamanda bilimin uğraştığı yapay zekâ, insan klonlama, paralel evrenler gibi konuları da felsefi olarak ele almaları bunun en önemli kanıtıdır.

Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir?

A)    Felsefe bilimle karşılaştırıldığında tümüyle durağan bir yapıya sahiptir.

B)    Felsefe insana ve doğaya dair her konu ile ilgilenmektedir.

C)    Günümüzde felsefe de bilim kadar teknolojik gelişime katkı sağlamaktadır.

D)    Bilimsel bilgi tekrarlanabilen, sistemli ve düzenli bir bilgidir.

E)     Bilim daha çok cevaplarla uğraşırken felsefe sorulara odaklanır.

 

12. Da Vinci’nin Mona Lisa adlı tablosunun ne ifade ettiğini anlayabilir veya anlayamayabiliriz. Oysa Ağrı Dağı’nı veya Abant Gölü’nü anlamak ya da anlamamak gibi bir durum söz konusu olamaz Bu ve benzeri doğa varlıkları çirkin veya güzel bulunabilir ama bir sanat yapıtı gibi anlaşılıp yorumlanmaları düşünülemez. Bir dağ görüntüsünden farklı olarak bir dağ resmi için her zaman “Bu resim şunu ifade ediyor ” denilebilir. Çünkü sanat eserinin bir konusu vardır ve bir anlam içerir.

Bu parçaya göre bir nesneyi sanat eseri yapan özellik aşağıdakilerden hangisidir?

A)    Bir şeyin temsili olması

B)    Bir duygunun dışavurumu olması

C)    Sanat otoriteleri tarafından onaylanması

D)    İç dünya deneyimi yaşatması

E)     Belli bir biçime sahip olması

 

13. Platon, Menon diyaloğunda Sokrates’in okuma yazma bilmeyen bir köleye bir geometri problemini nasıl çözdürdüğünü anlatır. Sokrates bilerek geometri sorusunu seçmiştir çünkü bu tür bir problem duyu bilgisi ile çözülemez. Sokrates için bu durumun açıklaması şöyledir. Köle daha önce bilmediği veya bilmediğini sandığı bir şeyi bilmektedir. Buna göre ruh bedene hapsolmadan önce idealar evrenindeyken idealarla tanışıklık içindedir ancak bedene hapsolduğunda ideaların bilgisini unutmuştur. Köle çevresindeki şeyleri görerek bir zamanlar sahip olduğu şimdi ise gizil olarak bulunan yetkin bilgiyi yeniden kazanmış ve problemi çözmüştür.

Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir?

A)    Bilmek, sadece bir anımsama sürecidir.

B)    Önce duyulardan geçmemiş hiçbir şey zihinde bulunmaz.

C)    Bilgi hem aklın hem de deneyimin ürünüdür.

D)    Zihin, üzerine hiçbir şey yazılmamış boş bir levhadır.

E)     Bilgi, duyu deneyiminden elde edildiği için aposterioridir.

 

14. Siyaset felsefesinde Platon ve Aristoteles’ten itibaren devlet doğal bir kurum olarak kabul edildiğinden Antik Çağ ve Orta Çağ felsefelerinde “Devlet nasıl ve ne şekilde var olmuştur?” sorusu filozofları birinci dereceden ilgilendirmemiştir. Modern felsefenin şekillendiği 17. yüzyılda görülen dinî ve siyasî otoriteler arasındaki rekabetin ilerlemesi, Coğrafi Keşifler ve nüfus artışı, yeni toplumsal sınıfların ortaya çıkışı gibi etmenler neticesinde devletin kuruluşu ve mahiyeti problemi ortaya çıkmıştır. Bu yüzyılda özellikle T Hobbes, J. Locke ve J J Rousseau gibi filozoflar devletin nasıl var olduğu problemi ile ilgili merkezî bir kavram üzerinde durmuşlardır.

Bu parçada sözü edilen kavram aşağıdakilerden hangisidir?

A)    Egemenlik

B)    Toplum Sözleşmesi

C)    Hak

D)    Doğa Durumu

E)     İktidar

 

 

15. Herhangi bir şeyi üretirken önce onu zihnimizde tasarlar, sonra da bu tasarıyı hayata geçiririz. Mesela bir masa yapacaksak yapacağımız masanın biçimini kafamızda önceden oluştururuz. Nihayetinde o şey bir “masa” olacaktır, “sandalye” değil. Ama insanın varlığı söz konusu olduğunda durum değişir. O önceden belirlenmemiştir. Korkak bir insan, doğuştan korkak değildir; kendi yaşamındaki yapıp ettikleri ile korkak bir insan hâline gelmiştir.

Bu parça Sartre’ın varoluşçu düşüncesindeki hangi noktayı vurgulamaktadır?

A)    Kişi yaptığı şeyleri sorumluluk duygusuyla yapmalıdır.

B)    Seçimlerimiz ile özgürlüğümüz arasında bir bağlantı vardır.

C)    Varoluş bir iç sıkıntısı duygusunu beraberinde getirir.

D)    İnsan şöyle veya böyle var olur, sonra özünü kurar.

E)     Var olabilen tek varlık insandır.

2021 TEMEL YETERLİLİK TESTİ (TYT)

YKS 1. OTURUM TEMEL YETERLİLİK TESTİ (TYT) 26-06-2021

FELSEFE TESTİ

11. B

12. A

13. A

14. C

15. D

 

27 HAZİRAN 2020 CUMARTESİ

FELSEFE TYT SORULARI

12. Anselmus, Tanrı’nın var olduğuna dair delile Tanrı kavramının kendisinden doğrudan ulaşılabileceğini savunmuştur. Ona göre, Tanrı kendisinden daha yetkini düşünülemeyen, tasavvur edilemeyen bir varlıktır. İfade edildiği şekliyle yetkin varlık fikri bütün insanlarda vardır. Ancak en yetkin varlık olarak Tanrı fikrinin sadece zihnimizde olduğunu kabul etmek, daha yetkini düşünülemeyen varlık tanımıyla çelişki yaratır. Çünkü hem zihinde hem de zihin dışında var olan, sadece zihinde var olandan daha yetkindir. O hâlde Tanrı, hem zihinde bulunan bir kavram hem de zihnin dışında var olan olarak vardır.

Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir?

A)    Tanrı kavramının kendisi Tanrı’nın zihin dışında da var olduğunu göstermez.

B)    En yetkin varlık olarak Tanrı zihindeki tüm diğer kavramların kaynağıdır.

C)    Tanrı’nın varlığı deneyime başvurmaksızın apriori bir yöntemle ispatlanabilir

D)    Tanrı’nın varlığı zihinde diğer kavramlara başvurmadan ispat edilemez

E)     Mükemmel bir dünyanın varlığından yola çıkılarak Tanrı’nın varlığı ispatlanabilir.

 

11. Hazzı insan yaşamının bir ereği olarak kabul eden Epiküros, hazdan ne anladığını ise şöyle açıklar. “Hazzın bizim için hayatın en üstün amacı olduğunu söylemekle ne sadece her şeyin tadını çıkarmak isteyen uçarıların zevklerini ne de maddi hazların sınırsızca doyurulmasını kastediyorum Bunu yalnız, doktrinimizi anlamayan bilgisiz insanlar ya da kötülük olsun diye anlamaz görünenler söyler. Bizim için haz, beden alanında acı çekmemek, ruh alanında da hiçbir huzursuzluk duymamaktır ”

Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisi çıkarılamaz?

A)    Haz, anlamlı bir yaşamın biricik ölçütüdür.

B)    Acıdan mümkün olduğunca kaçınmak gerçek hazza ulaşmanın bir yoludur.

C)    Maddi hazlardan daha çok ruhsal huzurun peşinden koşulmalıdır.

D)    Haz her şeyin tadını çıkarmak ve zevklerin sınırsızca doyurulması değildir.

E)     Gerçek haz, bedensel acıdan bile huzur duyabilmektir.

 

13. Balmumu parçasını alalım; bal peteğinden yeni gelmiş ve henüz kapsadığı balın tatlılığını yitirmemiştir; toplandığı çiçeklerin kokusunun birazını korumaktadır; rengi, betisi görünürdedir; serttir, soğuktur, kolayca ele alınabilir ve parmakla vurulduğunda bir ses çıkarır; kısaca, onda bir cismi seçik olarak tanımak için gerekli her şey bulunur. Ama şimdi konuşurken onu ateşe yaklaştırıyorum, tattan geri kalanı uçup gider, kokusu yiter, rengi değişir, betisi yok olur, büyüklüğü artar, sıvılaşır, ısınır, güçlükle dokunulabilir olur ve vurulduğu zaman ses çıkarmaz. Bu değişimden sonra aynı balmumu kalır mı? Kaldığı kabul edilmelidir; hiç kimse bunu yadsımaz, hiç kimse başka türlü yargıda bulunmaz. O zaman bu balmumu parçasında öyle seçik olarak bildiğim neydi?

Descartes, Meditasyonlar adlı eserinden alınan bu örneğinde bilginin kaynaklarından hangisini eleştirmektedir?

A)    Akıl

B)    Duyu

C)    Vahiy

D)    Sezgi              

E)     İlham

 

14. Kant, “Aydınlanma Nedir?” başlıklı yazısında aydınlanmayı, insanın kendi suçu nedeniyle düşmüş olduğu ergin olmayış durumundan kurtulma olarak tanımlar ve insanın ergin olmayışını kendi aklını kullanma cesareti gösterememesine bağlar. Kendi aklını kullanmak bir tür kibir değildir zira aklı kullanmak bütün fikirlere ve hatta kişinin kendi fikirlerine dahi eleştirel yaklaşabilmesini de gerektirir. Fikirler elbette ki bilmenin de yolunu açarlar ancak bilgiyle temellendirilmemiş veya ilişkilendirilmemiş fikirler karşılaştırılamadıkları gibi aralarında doğru bir seçim de yapılamaz. Bu durumda “cehalet” de bir başka fikirmiş gibi durur. Bu bağlamda aydınlanma, cehaletten kurtuluş hareketidir.

Bu parçada aydınlanma düşüncesiyle hangi iki kavram arasındaki ilişki vurgulanmaktadır?

A)                 Düşünce özgürlüğü - akla güven

B)                  Ahlak - düşünce özgürlüğü

C)                  İnsanın değeri - eleştiri

D)                 Seçme özgürlüğü - ahlak

E)                  Akla güven - bilginin önemi

 

 

15. Varoluşcu filozof A. Camus’ye göre insan, üstün olan değerleri yıkabilecek ve kolay edinilemeyen özgürlüğü çabalayarak elde edebilecek olandır. Özgürlük ne yasanın mutlak egemenliği ne de bütünüyle yokluğudur. Yasanın boyunduruğu altında ezilmek de her şeyi istediğimiz gibi yapabilmek de özgürlük değildir. Üstün bir değerle yazgıya yön verilmiyorsa, rastlantı kralsa karanlıklar içinde yürüyüştür söz konusu olan. Körün korkunç özgürlüğüdür bu. Bir eylemi yasaklamak veya seçmek, bir değer ya da ereğin varlığını gerekli kılar.

Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir?

A)      Özgürlük, seçimlerimize dışsal bir müdahalenin yokluğudur.

B)      Her türlü yasa, insanın özgürlüğünü kısıtlar.

C)      Toplum kuralları özgürlük esas alınarak belirlenmelidir.

D)      Özgürlük eylemin amaca yönelik ve değer odaklı olmasıdır.

E)       Bize doğuştan biçilen yazgıya ayak uydurmak özgürlüktür.

2020 TEMEL YETERLİLİK TESTİ (TYT)

YKS 1. OTURUM TEMEL YETERLİLİK TESTİ (TYT) 27-06-2020

FELSEFE TESTİ

11. E

12. C

13. B

14. E

15. D

 

 

15 HAZİRAN 2019 CUMARTESİ

FELSEFE TYT SORULARI

11. Kimileri felsefenin çözümsüz meseleler ile soyut ve yaşamdan kopuk fikirlerden ibaret olduğunu sanır. Hatta bunlar felsefenin boş konuşma. olduğunu bile söylerler. Yaşamın hızlıca akıp geçtiğine, bu yüzden derin düşünmenin gerekli olmadığına inanırlar. Dahası birtakım önemli konulara kıyısından köşesinden ilişenleri Felsefe yapma! diyerek azarladıkları bile olur. Oysa felsefe yapmak, hayatı doğrudan deneyimleme tavrından ve yaşamla yüzleşme düşüncesinden ayrı tutulamaz. Hatta felsefeyle iç içe olan insan, yaşamın ne olduğunu sorgularken aynı zamanda yaşamın görünen yüzünün ötesine de nüfuz eder.

Bu parçadan felsefeyle ilgili aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz?

A)      Var olanın ardındaki gerçeği arar.

B)      Bireyin deneyimlerinden bağımsız değildir.

C)      Sorunlara genelgeçer soyut çözümler sunar.

D)      Herkesin ilgilendiği bir alan değildir.

E)       Hayatın özünü ve anlamını sorgular.

 

12. Bir mağara düşünün Mahkûmlar, yüzleri mağaranın arka duvarına dönük zincirlenmiş Ömürleri boyunca orada tutulmuşlar ve başları, duvar dışında hiçbir şey göremeyecek şekilde sabitlenmiş Arkalarında bir ateş yanmakta ve sırtlarıyla ateş arasında bir yol var. Bu yolda yürüyen insanların gölgeleri mağaranın duvarına vurur; gelip geçenlerden bazıları ellerinde birtakım nesneler taşırlar ve bu nesnelerin gölgeleri de duvara yansır. Mağaranın içindeki mahkûmlar her zaman yalnızca gölgeleri görür. Gölgelerin gerçek şeyler olduklarına inanırlar, ama aslında gerçek şeyleri hiç görmezler.

Bu parçada betimlenen mağara metaforundan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir?

A)      Gerçekliğin doğası değişmez ve farklı yüzleri bulunmaz.

B)      Duyuların yanıltıcılığından kurtulmak için başkalarının yardımına ihtiyaç duyarız.

C)      Aklın çalışma ilkelerini duyulardan gelen veriler belirler.

D)      Duyuların kullanımı hakikate ulaşmak için bir ön koşuldur.

E)       Duyular aracılığıyla bildiklerimiz tümüyle bir yanılsama olabilir.

 

13. Levinas’a göre kişinin kendisi hakkındaki endişelerinden doğan eylemler ahlaki değerlendirme kapsamına girmez Örneğin acıktığımda karnımı doyurmam sadece kendimi koruma içgüdümden kaynaklanır. Ama aynı endişeyi başka bir insana yöneltmek, örneğin aç bir çocuğu, misafiri ya da yabancıyı doyurmak, ona önem vermek ahlaki bir davranıştır Benzer şekilde “kendime yardım etmem” bencillik ya da açgözlülükle ilgili olabilecekken, başkalarına yardım etmem her zaman ahlaki bir anlam çağrıştırır. Bu yüzden Levinas’a göre ahlak kavramı, kendimizin dışında, başka birisinin ya da birilerinin olduğunu kabul etmeyi zorunlu olarak içerir.

Buna göre Levinas ahlaki değerlendirmenin amacı olarak aşağıdaki kavramlardan hangisini vurgulamaktadır?

A)      Ölçülülük

B)      Mutluluk

C)      Sorumluluk

D)      Fayda

E)       Dinginlik

F)        

14. Her insanın sağlığını korumak kendi sorumluluğundadır ve kendisine bırakılmalıdır. Bir kişi sağlığını veya mülklerini koruma konusunda ihmalkâr davranırsa devlet özel bir yasayla bu tür bir kimsenin yoksullaşmasını veya hastalanmasını engelleyebilir mi? Kanunlar, mümkün olduğu kadar, vatandaşların mülkiyetinin ve sağlığının başkalarının sahtekârlığı ve şiddeti yüzünden zarar görmemelerini sağlar. Ancak kanunlar, bireyleri mülkiyetlerine ve sağlıklarına yönelik kendi ihmalkârlıklarından korumazlar; çünkü hiç kimse, istesin istemesin, zengin veya sağlıklı olmaya mecbur edilemez.

Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir?

A)      Bireyin yaşamında gerekli olan araçlar devlet eliyle dağıtılmalıdır.

B)      Devlet sadece bireysel hakların başkaları tarafından ihlali durumunda müdahale etmelidir.

C)      Devlet, vatandaşların can ve mal güvenliğini her koşulda sağlamalıdır.

D)      Düzenin sağlanması için devlet bütün toplumsal mekanizmalara müdahale eder.

E)       Sağlıklı bir toplum ancak bireylerin devlete tam itaati ile gerçekleşir.

 

 

15. Ne bilimin kendisi belli bir bilimsel yaklaşımın tekelindedir ne de insanı, doğayı ve de uçsuz bucaksız evreni anlamak için bilim, sahip olduğumuz tek araçtır. Var olanın ve olayların anlaşılıp açıklanması için adına bilimsel diyelim ya da demeyelim sayısız yollar vardır ve iyi ki de vardır. Bu, insana sağlanmış ne büyük bir olanaktır!

Bu parça aşağıdaki yargılardan hangisiyle çelişir?

A)      Varlığı kavramada felsefe, sanat ve din bilime alternatif oluşturamazlar.

B)      Bir bilimsel yaklaşımın diğerine mutlak üstünlüğü söz konusu değildir.

C)      İnsan yaşamını zenginleştirmede tek kaynak bilim değildir.

D)      Bilimsel bilginin, diğer bilgi türlerinden bir üstünlüğü yoktur.

E)       Bilim aracılığıyla üretilen bilgilere kutsallık atfedilemez.

2019 TEMEL YETERLİLİK TESTİ (TYT)

YKS 1. OTURUM TEMEL YETERLİLİK TESTİ (TYT) 15-06-2019

FELSEFE TESTİ

11. C

12. E

13. C

14. B

15. A

 

30 HAZİRAN 2018 CUMARTESİ

FELSEFE TYT SORULARI

11. Sokrates bilgeliği tanımlarken onun özelliğinin her şeyi bilmek değil, neyi bilip neyi bilmediğini bilmek olduğunu söyler. Bu bakımdan felsefe bilgelik arayışı diye de tanımlanır. Felsefe öğreniminin insanlara kazandıracağı önemli özelliklerden biri de, insanların bildikleri konuda konuşmayı, bilmediklerindeyse susmayı öğrenmeleri olacaktır. Bu özelliği kazanan kişi fikri sorulduğunda bilmediği bir konuda insanları yanlış yönlendirmeyecektir. Örneğin biri ona Hangi eylemlerimiz erdemlidir? diye sorduğunda, erdem kavramının tanımına ilişkin bir bilgisi yoksa Bilmiyorum deyip, karşısındakini yanlış yönlendirmemiş olacaktır.

Bu parçada felsefenin aşağıdaki işlevlerinden hangisi vurgulanmaktadır?

A)      Hakikati arama ve ona ulaşma isteğini güçlendirmesi

B)      Kavramsal ve refleksif bilginin pratik yaşama aktarılmasını sağlaması

C)      Eleştirel bakış açısını geliştirmesi

D)      Tümel bilgiyi hedef edindirmesi

E)       Soruların yanıtlar kadar önemli olduğunun farkındalığını kazandırması

 

12. İnsanların yüzyıllardan beri doğru olarak kabul ettikleri bilgilerin bile bir gün yanlış olduğu anlaşılabilir. Örneğin yüzyıllarca Aristoteles fiziğiyle desteklenen Batlamyus astronomisine göre Dünya’nın evrenin merkezinde hareketsiz bir şekilde durduğu doğru ve kesin bir bilgi olarak kabul edilmiştir. Oysa modern çağdaki bilimsel gelişmeler bu teorinin yanlış olduğunu gösterdi Acaba gelecek yüzyıllarda yeni bilimsel gelişmelerle şu anda doğru ve kesin olarak kabul ettiğimiz Newton fiziği ve Kepler astronomisinin de yanlış olduğu ortaya çıkabilir mi? Bundan kuşku duymamızı kim, nasıl engelleyebilir?

Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisi tartışılmaktadır?

A)      Bilginin kaynağı nedir?

B)      İnsan bilgisinin bir sınırı var mıdır?

C)      Bilimselliğin ölçütü nedir?

D)      Doğru bilgi mümkün müdür?

E)       Bilginin değeri nedir?

 

13. Beynin fotoğrafı, zihnin veya bilincin fotoğrafı değildir. Fiziksel bir şey olmadığı için zihnin bir fotoğrafı olamaz Bu yüzden büyük olasılıkla kaynağı zihin olduğu için bir inancın, düşüncenin, algının, imgelemin, arzunun ve duygunun fotoğrafını da çekemeyiz. Çünkü zihin ve beden birbirinden farklı iki tözdür. Düşünmemizi sağlayan beynimiz değil zihnimizdir.

Bu parçadaki görüşler aşağıdaki varlık anlayışlarından hangisiyle açıklanır?

A)      Herakleitos’un oluşu esas alan anlayışı

B)      Descartes’ın düalist anlayışı

C)      Husserl’in fenomenolojik anlayışı

D)      Hegel’in idealist anlayışı

E)       La Mettrie’nin maddeci anlayışı

 

14. Aristoteles’e göre ahlakta bazı davranışlar amaç, bazıları araçtır. Örneğin insanların çoğu zenginliği arzular ve elde etmeye çalışır. Ancak onlar için zenginlik, zenginlik olarak amaç mıdır; yoksa zenginlikle elde etmek istedikleri başka bir amaç, mesela haz veya ün mü söz konusudur? Bu durumda insanların eylemlerinde peşinden koştukları iyi, kendisinden öte herhangi bir şeyin elde edilmesi için “araç olarak istenmeyen”dir. İşte insanın bizatihi kendisi için istediği bu nihai iyi, mutluluğun ta kendisidir.

Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir?

A)    Ahlaken iyi davranış insanın koşullarına göre değişir.

B)    Bir eylemin ahlaken iyiliği başkalarına sağladığı yarara bağlıdır.

C)    İnsanın nihai amacı olan mutluluk; esenlik ve fayda gibi değerlerin toplamıdır.

D)    Başka bir amaç için yapılan ahlaki bir eylem insana mutluluk verir.

E)     Niçin diye sorulduğunda başka bir amaca işaret etmeyen eylem ahlaken iyidir.

 

15. Gazali, doğadaki nedenselliğe yönelik şüpheci bir yaklaşım sergiler. Ona göre filozoflar, doğadaki düzeni doğa yasası dedikleri ilkelerle açıklar. Buna göre doğada olup biten hiçbir şey bu ilkelere aykırı olamaz. Ancak Gazali için filozofların nedensellik dedikleri şey, terimlerin ve bu terimlere karşılık gelen nesnelerin birbirini gerektirmesi değil, olayların birbiri ardı sıra gelmesinden ibarettir. Çünkü ateş ile yanma arasındaki ilişkiye bakıldığında ateşin yakmayabileceğini düşünmek mantıksal olarak çelişkili değildir.

Gazali’nin bu parçada nedensellikle ilgili düşüncesini aşağıdakilerden hangisi ifade etmektedir?

A)      Doğadaki her şey doğal nedenlerden meydana gelir.

B)      Aynı koşullar altında hep aynı sonuçlar ortaya çıkar.

C)      Neden sonuç ilişkisi tanrısal iradenin sonucudur.

D)      Doğa denilen karmaşık yapıda, mucize veya rastlantı söz konusu değildir.

E)       Neden ve sonuç arasında doğada zorunlu bir ilişki yoktur.

2018 TEMEL YETERLİLİK TESTİ (TYT)

YKS 1. OTURUM TEMEL YETERLİLİK TESTİ (TYT) 30-06-2018

FELSEFE TESTİ

11. B

12. D

13. B

14. E

15. E